Geleceğimizi Borçlu Olduğumuz Gazilerin 19 Eylül Gaziler Günü Kutlandı

Kategori: Çekmeköy Kaymakamlık
Salı, 19 Eylül 2017 17:48 tarihinde yayınlandı.
Super User tarafından yazıldı.
Gösterim: 4724
 
Geleceğimizi Borçlu Olduğumuz Gazilerin 19 Eylül Gaziler Günü Kutlandı  
 
 
19 Eylül Gaziler günü nedeniyle Taşdelen Atatürk Anıtı'nda sabah saat 10.00'da düzenlenen programa; Kaymakamlık, Garnizon Komutanlığı ve Belediye Başkanlığı çelenkleri, Çekmeköy Kaymakamı Cemal Hüsnü Kansız, Çekmeköy İlçe Garnizon Komutanlığı adına Albay Mustafa Kılıç, Çekmeköy Belediye Başkan Yardımcısı Ahmet Epli tarafından sırayla Atatürk anıtına sunuldu.
 
Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve tüm şehitlerin manevi huzurunda 1 dakikalık saygı duruşunun ardından şanlı Bayrağımız İstiklal Marşımız eşliğinde göndere çekildi.
 
“Milletimizi birbirine bağlayan değerlerin başında tarih sayfalarına altın harflerle yazılan kahramanlıklar toprak, bayrak ve vatan uğruna verilen şehitlerimiz gelmektedir”
 
Ardından Türkiye Muharip Gaziler Derneği adına bir konuşma yapan Çekmeköy Mal Müdürü ve aynı zamanda Kıbrıs Gazisi olan Fuat Uşar “Bugün Gaziler Günü. Milletimizin vatanı için toprağa düşmüş, vatanı için kanını akıtmış, hayatının baharında "Vatan" demiş, "Bayrak" demiş, elini, kolunu, bacağını, gözünü, ülkesine ve milletine helal etmiş şehitlerimiz, gazilerimiz ve güvenlik güçlerimize vefa günüdür. Bugün, huzur içinde, barış içinde, refah içinde, ayyıldızlı bayrağımızın gölgesinde, bu kutsal vatanın ekmeğini yiyebiliyorsak, suyunu içebiliyorsak, havasını soluyabiliyorsak, bu kanını ülkesinin özgür ve bağımsız geleceği için akıtan bu aslanlar sayesindedir. Bu vefa borcu hiç bitmeyecektir. O yüzden hiçbir kutlama bu kahramanlara yönelik saygımızın karşılığı olamaz. Niçin Gaziler Günümüz 19 Eylülde? 19 Eylül 1921’de Sakarya’da düşman ordularının durdurulduğu, 22 gün ve 22 gece süren Sakarya Meydan Muharebesi sonrasında, bu muharebe sırasında yaralanan Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa’ya Büyük Millet Meclisi tarafından "Gazilik" ünvanı verilmiştirSizler; Akıttığınız kanınız, feda ettiğiniz kolunuz, bacağınız, gözünüzle bu değerlerin yaşayan gurur abidelerisiniz. Dünyanın en hassas ve elde bulundurulması en zor bölgelerinden birinde yer alan Türkiye Cumhuriyeti; laik ve demokratik yapısıyla, bölgesinde bir istikrar unsuru ve uluslararası toplumun saygın ve örnek bir üyesi olarak, birlik ve beraberliğini bütün tehditlere rağmen sürdürebiliyor ve bu güzel topraklarda bağımsız, onurlu yaşayabiliyor ise bunu aziz şehitlerimize ve siz gazilerimize borçluyuz. Dün olduğu gibi bugün de bizler aynı inançla bu aziz vatanın birliği ve bölünmezliğine, ulusal değerlerine saldıranlara karşı her zaman kanımızı akıtmaya, canımızı feda etmeye hazırız. Bundan kimsenin şüphesi olmasın! Buna yakın zamanda yaşadığımız 15 Temmuz darbe girişimi şahitlik etmiş ve bu milletin evlatları gerektiğinde hiç tereddüt etmeden şehit ve gazi olabileceklerine dair cevabı en güzel şekilde vermiştir. Bu duygu ve düşüncelerle, bu kutsal topraklar üzerinde bağımsız ve onurlu yaşamamızın aziz şehitlerimize ve siz kahraman gazilerimize borçlu olduğumuzun bilinciyle; birlik ve beraberliğimize her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğumuz bu günlerde başta Gazi Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve onun silah arkadaşları olmak üzere, aziz şehitlerimizi ve ebediyete intikal eden gazilerimizi bir kez daha minnet ve şükranla anarken bu günün birlik ve beraberliğimizin daha da pekişmesine vesile olmasını temenni eder, hepinizi sevgi ve saygıyla selamlarım” dedi.
 
“Bir Müslüman İslâm'a inanıp, her şeyden önce İslâm’ın gayesi olan Hakkı hakim kılmak için canla başla, malla Allah yolunda çaba sarf eder, gayret gösterirse, bütün gücüyle şerre karşı, fitne ve fesat tohumlarının yeryüzünde yayılmasına engel olmak için çalışırsa cihad sevabı elde eder”
 
Çekmeköy Müftüsü Muhammet Suiçmez programda yaptığı konuşmada, “Her Müslümanın arzu duyduğu, erişmek istediği mertebelerden biride Şehitlik ve Gaziliktir. Şehit; Allah yolunda canını seve seve feda edip, Allah'ın huzurunda diri olarak hazır bulunup, rızıklanacağı ve Cennete gireceğine şehadet olunacağı için bu adı almıştır. Bütün günah ve kusurları Allah tarafından affedilecektir. Gazi ise; Allah yolunda ve vatanı uğrunda savaştığı ve şehit olmayı arzu ettiği halde sağ kalan kimseye verilen addır. Gazi de, şehit olmak bu mertebeye yükselmek için savaştığından dolayı o da şehitler derecesindedir. Bunlar inanç ve Allah'ın kendilerine bahşettiği hayatlarını onun yolunda seve seve feda ettikleri için bu mertebeyi kazanmışlardır. Bunun içindir ki, Müslümanları, düşmanlarına üstün kılan en mühim esaslardan biri "Ölürsem şehidim, kalırsam gazi!.." inancıdır. Bu durum, ayette "iki güzelden biri" şeklinde ifade edilmiştir: “De ki: Bize iki iyilikten, gazilik ve şehitlikten başka bir şeyin gelmesini mi bekliyorsunuz?” Bu ilâhî emir bir deyiş olarak asırlarca “Ya gazi ya Şehid”, “Ölürsem şehid, kalırsam gazi” şeklinde kullanmıştır. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) de “Allah yolunda yaralanan her hangi bir kimse, kıyamet günün de yarasından kanlar aktığı halde gelir, rengi kan rengi gibidir, fakat kokusu misk kokusu gibidir.”  “Bir kimse Allah yolunda şehit olmayı canı gönülden isterse, yatağında ölse dahi Allah onu şehitler derecesine ulaştırır” buyurmuştur. Peygamber Efendimizde (S.A.V) “Nefsim kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki, Allah yolunda savaşıp öldürülmeyi, sonra diriltilip yine öldürülmeyi, sonra diriltilip yine öldürülmeyi ne kadar çok isterdim.” buyurmaktadır. Başka bir hadisi şerifinde ise : ''Hiç kimse Cennete girdikten sonra bütün dünyaya sahip olsa bile tekrar dünyaya dönmek istemez. Yalnız şehitler, keramet ve erdikleri nimetler sebebiyle dünyaya dönüp on defa şehit olmayı arzu ederler'' diyerek ahirette verilen üstün mertebe yanında, şahadet şerbetini içmenin, şehitliği tatmanın da ayrı bir zevki bulunduğunu ifade etmişlerdir. Her karış toprağı, şehit kanlarıyla sulanmış bu vatan için, ecdadımız yüz binlerce şehit vermiştir. Mehmetler, Hasanlar, Yahya Çavuşlar, Seyit Ömerler, Nine Hatunlar ve adını burada sayamadığımız binlerce kahraman evladı, üzerlerine düşen görevlerini hakkıyla ifa ederek bu vatan uğruna şehit olmuşlardır. İstanbul’dan Ankara’ya, İzmir’e; Samsun’dan Diyarbakır’a, Tunceli’ye; Edirne’den Kars’a, Hakkâri’ye kadar, bu memleketin insanı yan yana, omuz omuza birlik, beraberlik ve kardeşlik duyguları ile düşmana karşı koymuşlar, kanlarını ve canlarını bu güzel vatan için seve seve feda etmekten çekinmemişlerdir. İmandan kaynaklanan “Ölürsem şehit, kalırsam gazi” ruhuyla bu vatanı müdafaa etmişlerdir. Bunun en son örneği de 15 Temmuz şehitlerimiz ve gazilerimizdir. Şehitlik makamına ermek, şehitlik sevabı almak için Allah yolunda nefisle, şeytanla, düşmanla cihat etmek gerekir. Bir Müslüman İslâm'a inanıp, her şeyden önce İslâmın gayesi olan Hakkı hakim kılmak için canla başla, malla Allah yolunda çaba sarf eder, gayret gösterirse, bütün gücüyle şerre karşı, fitne ve fesat tohumlarının yeryüzünde yayılmasına engel olmak için çalışırsa cihad sevabı elde eder. Cenab-ı Hak şehitlerimize ve bütün geçmişlerimize rahmet eylesin. Şehitlerimizin şefaatlerine cümlemizi nail eylesin. Şu husus iyi bilinmelidir ki, milletimizin bekası, şehitlik ve gazilik ruhu kazanmış bir kalbe sahip olan nesiller yetiştirmekle mümkündür. Bunun için geleceğimizin teminatı olan çocuklarımıza başta Çanakkale Savaşı olmak üzere Sakarya’da Dumlupınar’da 15 Temmuz’da yaşanan destanları ve ardındaki ruhu iyi anlatmalı, aziz vatanımızın kıymetini öğretmeliyiz. Çünkü milletin ve vatanın bekası şehitlik ve gazilik bilincinin diri tutulmasıyla mümkündür. Bu vesileyle dini, vatanı ve milleti için hayatlarını feda eden aziz şehitlerimize ve ahirete intikal eden gazilerimize Allah’tan rahmet diliyor, hayatta olan gazilerimizi de minnetle anıyoruz” dedi.
 
Haber Kaynağı: Çekmeköy Kaymakamlık