- Ayrıntılar
-
Kategori: Çekmeköy Kaymakamlık
-
Salı, 09 Ağustos 2016 10:25 tarihinde yayınlandı.
-
Super User tarafından yazıldı.
-
Gösterim: 5310
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı himayelerinde İstanbul Valiliği ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi desteğiyle düzenlenen ve milyonlarca İstanbullunun katıldığı Türkiye tarihinin en büyük mitingi, 80 ilde ve ilçelerin meydanları ile Türkiye’nin gönül coğrafyasındaki ülkelerinin şehirlerindeki meydanlarda kurulan dev ekranlardan da canlı olarak yayınlanarak tüm Türkiye ve diğer devletlerdeki Türk vatandaşları ve kardeş halklar tarafından izlendi.
Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı himayelerinde İstanbul Yenikapı Meydanı’nda düzenlenen Demokrasi ve Şehitler Mitingi’ne, eşi Emine Erdoğan ile birlikte katıldı. Mitingde; 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı (TBMM) İsmail Kahraman, AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, kuvvet komutanları ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Başbakanı Hüseyin Özürgün de hazır bulundu.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan “Demokrasi ve Şehitler Mitingi”nde, Kur'an-ı Kerim tilavetinin ardından Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez tarafından, şehitler için dua edildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM Başkanı Kahraman, AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Yıldırım, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Akar, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin alana gelmesinin ardından saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı. Mitingde daha sonra Kur'an-ı Kerim okundu. Ardından Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez dua etti. Görmez, Yenikapı'daki birlik tablosuna rahmet dilerken, 15 Temmuz'da milleti bir ihanetten kurtardığı için Allah'a şükretti.
Görmez, şehitler için "15 Temmuz gecesinde canlarını milletin hukuku için siper eden, dillerinde tekbir, kulaklarında sala sesi olan tanklara meydan okuyarak, canlarını aziz milletimize siper eden aziz şehitlerimizi rahmetine gark eyle Allahım. Aziz şehitlerimizi Bedir ve Uhud şehitleriyle, Malazgirt, Çanakkale şehitleriyle, Kurtuluş Savaşımızın şehitleriyle, Sakarya şehitleriyle birlikte haşrolmayı nasip eyle Allahım. Şehitlerimizin bize emanet bıraktığı ailelerine annelerimize, babalarımıza, kardeşlerimize, eşlerine ve aziz milletimize sabır ve metanet ihsan eyle ya Rabbi" dedi. Yaralanan gaziler için de Görmez, "Allahım aldıkları yaraları vücutlarında bir İstiklal madalyası gibi taşıyan bütün gazilerimize, bütün yaralılarımıza acil şifalar ihsan eyle Allahım" diye konuştu.
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, "Allahım, hürriyet ve istiklaline aşık olan bu aziz milleti, bir nefes hürriyetsiz, bir saniye istiklalsiz bırakma. Allahım, imanına, ezanına, bayrağına, vatanına, Kur'an'ına sevdalı olan bu aziz milleti ezansız, vatansız, bayraksız bırakma Allahım. Allahım, milletimize bu ihaneti reva görenleri affetme. Sureti haktan görünerek bizim güzel duygularımızı çalan, bizim hayır duygularımızı istismar eden, bizim zekatlarımızı çalan, sadakalarımıza el koyan, evlatlarımızı alan, evlatlarımızı çalan bu ihanet şebekesine fırsat verme Allahım. Halkımız ordumuza 'peygamber ocağı' adını verir. Halkımızın peygamberocağı dediği ordumuzu ismini Hazreti Muhammed Mustafa'dan alan Mehmetçiğimizi, güvenlik güçlerimizi her türlü dahili ve harici fitne ve fesattan sen muhafaza eyle Allahım. Allahım, Asya'dan Afrika'ya, Gazze'den Bosna'ya dünyanın muhtelif yerlerinde 15 Temmuz gecesinden şu ana kadar milletimiz için gözyaşı döken, milletimizin istiklal ve istikbali için dua ve niyazda bulunan mazlumların hürmetine milletimizi her türlü kötülükten muhafaza eyle Allahım. Allahım, tarih boyunca mazlumun yanında yer alan bu aziz milleti zalimlere yem eyleme ya Rab.
Zalimlerin, münafıkların şerrinden, kötülüklerinden sen muhafaza eyle Allahım"
Okunan dualar ardından MHP Genel Başkanı Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Akar, AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Yıldırım, TBMM Başkanı İsmail Kahraman ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan vatandaşlara hitaben bir konuşma yaptı.
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin Konuşması:
Bahçeli, 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin “Büyük Türk Milleti, Heyecanınız güç veriyor, nurlu geleceği ve zorla dayatılan geceyi aydınlatıyor. Tüm Türkiye’yi hasretle kucaklıyor, hepinize sevgi ve hürmetlerimi sunuyorum. Göğsümüzü kabartacak bu ihtişamlı coşkudan görüyorum ki, Üzerimizde oynanan oyunlara, Aramıza sokulmak istenen fitnelere rağmen cesaretle dik durdunuz. Al bayrağımızı gururla yükselttiniz. Şehitlere yüreklice sahip çıktınız. Kardeşliği inançla savundunuz. Hainlere dersini çekinmeden verdiniz. Teröristlere haddini bildirdiniz. Yenilgi nedir tanımadınız, ben de varım ve buradayım dediniz. Yıkılmadım ve ayaktayım diyerek Yenikapı’ya koştunuz, yeni bir dirilişin müjdesini verdiniz. Bahtiyarım, çünkü Türkiye’mizin şahlanışını gururla izliyorum. Mutluyum, çünkü millet burada, irade burada, inanç burada, bükülmez bilek, eğilmez baş, yenilmez milli kudret burada, bu meydandadır. Türkiye tüm güzellik ve görkemiyle yeni bir sefere Yenikapı’dan başlamaktadır. Türk milleti kaderine sahip çıkmaktadır. Hepinizle övünüyorum, Türk milletiyle iftihar ediyorum” diye konuştu.
“FETHULLAHÇI TERÖR ÖRGÜTÜ, MİLLETİMİZİN HELALİ OLAN SAVAŞ UÇAKLARIYLA SALDIRDI”
Bahçeli, “15 Temmuz’da felaketimizi projelendirdiler. 15 Temmuz’da son nefesi vermemizi gözlediler. Fethullahçı Terör Örgütü, milletimizin helali olan savaş uçaklarıyla saldırdı. Helikopterler tepemizde uçuştu, bombalar, kurşunlar üzerimize yağdı. 15 Mayıs 1919’da İzmir işgal edilmişti. İstanbul, 16 Mart 1920’de işgale uğramıştı. Biliniz ki, 15 Temmuz yeni bir istila denemesi, yeni bir kıyım ve yıkım hamlesiydi. Mondros’ta çerçevesi çizilip Sevr’de dayatılan imha planları 15 Temmuz’da yeniden gün yüzüne çıkarıldı. ‘Su uyur düşman uyumaz’ sözü bir kez daha anlam ve karşılığını buldu” diye konuştu.
“ALİM, HOCA GÖRÜNÜMLÜ BİR TERÖRİST, PENSİLVANYA’DAN TÜRKİYE’YE VURUN EMRİ VERDİ”
Devlet Bahçeli, “Zalimler, hainler, emperyalizmin maşaları bu defa Türk askeri kılığına girdiler. Milletin silahını yine millete çevirdiler. Milletin imkânlarını kullanarak yine millete öldürücü darbe vurmak istediler. Alim ve hoca görünümlü bir terörist, sığındığı Pensilvanya’dan estirdiği beddua seanslarıyla, nefret söylemleriyle, öfke nöbetleriyle çetesine, cinayet örgütüne Türkiye’ye vurun emri verdi” dedi.
“İBLİSE RUHUNU SATAN BU VAİZ, MÜSLÜMAN GÖRÜNÜMLÜ BU VOYVODA”
Bahçeli, “İblise ruhunu satan bu vaiz, Müslüman görünümlü bu voyvoda; vadanllıkta, ihanette Türk ve Türkiye düşmanlığında doruğa çıktı, fitne ve münafıklıkta rekorlar kırdı. Haçlı emellerinin taşıyıcılığını yapan FETÖ Türkiye’nin kalbine nişan aldı. Tarihi Şark Planı’nın hissedarları FETÖ’yü Türk milletine saldırttı” ifadesini kullandı.
“NE KADAR KANI BOZUK OLAN ÇEVRE VARSA FETÖ’NÜN SIRTINI SIVAZLADI”
“15 Temmuz FETÖ darbe teşebbüsü” diyen Bahçeli, “Türk vatanını çekemeyen, üzerine çöreklenmek isteyen, milletimizin varlığından rahatsız olan ne kadar kanı bozuk olan çevre varsa FETÖ’nün sırtını sıvazladı, eline silah tutuşturdu. 15 Temmuz FETÖ darbe teşebbüsü; 627 yıl önce Kosova’da mağlup olanların yeni bir kakışmasıdır. 620 yıl önce Niğbolu’da ezilenlerin tekrardan başını kaldırmasıdır. 572 yıl önce Varna’da, 563 yıl önce İstanbul’da, 490 yıl önce Mohaç’ta döktükleri kanda boğulduklarını sandıklarımızın yeniden karşı harekâtıdır” ifadelerini kullandı.
“BUNLAR MÜSLÜMAN TÜRK’ÜN CANIYLA BESLENEN YARATILMIŞLARIN EN AŞAĞISI, ALÇAĞIDIR”
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “15 Temmuz’da TBMM’yi, emniyet ve istihbarat kuruluşlarını bombalayıp, sivil ve masum vatandaşlarımızı katledenlerle; 101 yıl önce Çanakkale kıyılarına gelip üzerimize ateş saçanlar aynı karanlık yolun yolcusudur. Bunlar Müslüman Türk’ün canıyla beslenen, hayat ve varlık haklarını çiğnemekle görevlendirilen yaratılmışların en aşağısı, en alçağıdır. Ama unuttukları, ihmal ettikleri Türk milletinin asaleti ve gücüdür” dedi.
“15 TEMMUZ’DA TANKIN ÖNÜNE MİLLİ VİCDAN DİKİLDİ”
15 Temmuz darbe girişimine ‘hayır’ diyenlerin mücadelesinden övgü ile bahseden Bahçeli, “15 Temmuz’da tankın önüne milli vicdan dikildi. 15 Temmuz’da mütecaviz ve melun girişime millet dur dedi. Demokrasinin namusunu, Cumhuriyet’in şeref ve kazanımlarını sizler korudunuz, milli sipere sizler yattınız. Helal süt içmiş hangi vatan evladı, 15 Temmuz akşamındaki böyle bir tablo karşısında suskun kalabilirdi? Kim, milletimize biçilmek istenen bu kefeni kader diye kabul edebilirdi? Hangi millet ve vatan sevdalısı kardeşim olanları hazmedebilirdi? Tanı ağarmayan zifiri geceye mahkum etmek istediler, itiraz ettiniz. İradenizi çalmak istediler, reddediniz. Yeri geldi tankın önüne yattınız. Yeri geldi kurşunların üzerine tıpkı gül bahçesine girercesine yürüdünüz. Ateşe, kine, nifaka kafa tuttunuz, ihanete bu aziz vatanı dar ettiniz. Çünkü siz Türk milletisiniz. Çünkü siz Türkiye’siniz. Sizler büyük bir ecdadın, muazzam bir tarihin mirasçılarısınız. Demirlemiş düşman gemilerini parmağıyla işaret eden Turgut Reis, Preveze’de haçlı donanmasını deviren Barbaros aynen sizin gibiydi. Müslüman Türkü Avrupa’ya taşımaya yemin ederek canlarını Hakk’a emanet etmiş Akıncı Beyleri sizler gibi inanç doluydu. Bağrına saplanan oklara rağmen surlara bayrak diken şehit sancaktarlar da sizin gibi şanlıydı. İzmir’in işgaline hayır deyip silahına sarılan Hasan Tahsinle; Ankara’da Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda hainlere tek başına direnen ve ardından şehit düşen Astsubay Ömer Halisdemir aynı kahramanlık destanının farklı zamanlarda yaşayan neferleridir” diye konuştu.
“BU VATAN ÜÇ BEŞ TERÖRİSTİN KEYİF VE SÖZDE VAAZLARIYLA DÜŞMEYECEKTİR”
15 Temmuz darbe girişimi sırasında hayatını kaybedenlere rahmet, yaralananlara acil şifalar dileyen Bahçeli, “Şehit Özel Harekatçı polislerimiz arasında bulunan Demet Sezen, Gülşah Güler ve 2 çocuk annesi Sevda Güngör; 96 yıl önce düşman karargahının on adım önünde şehit düşen Tayyar Rahmiye Hanım kadar cesaret ve korkusuzdu. Ankara Gölbaşı Özel Hareket Daire Başkanlığına F-16 uçaklarıyla saldırıp 51 evladımızı şehit eden hainler, onların destekçileri, yardım ve yataklık yapan işbirlikçileri asla Türk milletini pes ettiremezler, sırtını yere getiremezler. Türk milleti küresel mahfillerde yazılan senaryoların farkındadır. Dost görünümlü düşmanları, Müslüman kisveli müşrikleri, ağlaya sızlaya merhamet istismarı yapıp sonra da terörizmin sofrasına hizmetkarlık yapan takiyye ustası hainleri tanımaktadır. Bu vatan üç beş teröristin keyif ve sözde vaazlarıyla düşmeyecektir. Zira bu vatan, toprağın kara bağrında sıradağlar gibi duranlarındır. Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır. Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır. Ve üzerinde yaşadığımız topraklar vatandır, nitekim tertemiz şehit kanıyla yoğrulmuş, karılmış ve karışmıştır. 15 Temmuz’da şehit olan 239 kardeşimizin sımsıcak kanı toprakla buluşmuş, Anadolu’nun ebedi Türk yurdu olduğunu, bölünmeyeceğimizi, parçalanmayacağımızı adeta tescillemiştir. FETÖ ve ihanet yoldaşı PKK, IŞİD, PYD ve YPG’nin şehit ettiği tüm kardeşlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyorum” açıklamasında bulundu.
“YENİ BİR SAYFA AÇALIM, MİLLİ BİR UZLAŞMAYLA, HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNÜ GÖZETEREK YOL HARİTASINI ÇİZELİM”
Birlik ve beraberlik çağrısının devam etmesi gerektiği çağrısında bulunan Bahçeli, “Yeni bir sayfa açalım, milli bir uzlaşmayla, hukukun üstünlüğünü gözeterek, insan hak ve özgürlüklerini muhafaza ederek geleceğin yol haritasını çizelim. Türkiye’nin tarihsel haklarını lekelemeye cüret edenleri şaşkına çevirelim. Birliğimizi kararlı bir şekilde korumalıyız. Kutuplaşma ve cepheleşmeleri bıçak gibi kesmeliyiz. Şehitlerimizin ruhları, Şehit analarının gözyaşları, Yetimlerinin yürek yaraları, Nesillerin gelecek ümitleri bizimledir, yanımızdadır ve aramızdadır. Sizler darbe heveslerini teröristlerin kursaklarında bıraktınız. Devlete ve millete meydan okuyan çürümüşleri elinizin tersiyle ittiniz. Bu nedenle 15 Temmuz bir milat, bir dönüm noktasıdır. Nereli olursanız olunuz, İster güneyden, ister kuzeyden, İster doğudan, ister batıdan, Kim olursanız olunuz, Ülkemin neresinde doğarsanız doğunuz, Kökünüz, kökeniniz, mezhebiniz ne olursa olsun, Vatanım, bayrağım, milletim, demokrasim, şehitlerim, kardeşliğim ve mukaddesatım demek için Yenikapı’yı doldurdunuz. Bu ruh devam ettiği müddetçe hiçbir hain bize yanaşamayacaktır. Milli birlik ve kardeşliğimiz sağlam kaldığı, hatta sürekli tahkim edildiği sürece hiçbir çıldırmış, hiçbir hayasız ve vicdansız Türkiye’ye saldırmayı aklından bile geçiremeyecektir” ifadelerini kullandı.
“TÜRK ASKERİ TOPYEKÛN DARBECİ VE SUÇLU GÖRÜLMEMELİDİR”
15 Temmuz darbe girişimi nedeniyle Türk askerinin topyekun darbeci ve suçlu görülmemesi gerektiğini vurgulayan Bahçeli, “Bu arada Türk askeri topyekûn darbeci ve suçlu görülmemelidir. Ordu-millet dayanışması canlandırılmalı, Mehmetçik gözden ve gönülden çıkarılmamalıdır. Bu sisli ve tereddütlü ortamda, mazlum vatandaşlarımız ve kamu görevlileri mağdur edilmemelidir. Suçsuzu suçludan ayıracak adalet şuuru eksiksiz ve faal olmalıdır. Yeni manda özlemlerine geçit vermeyelim, bu milleti himayesi altına almaya kalkışan vesayetçi odaklara şans tanımayalım” dedi.
“BİZANSLI DİYOJEN’İN NESLİ FIRSAT KOLLAMAKTADIR; VE DE 15 TEMMUZ BUNUN İSPATIDIR”
Bahçeli, “Bizanslı Diyojen’in nesli fırsat kollamaktadır; ve de 15 Temmuz bunun ispatıdır. Tekfurların varisleri devrededir, İstanbul’u kaybeden Konstantin’in torunları iştahla dağılmamızı beklemektedir. Merzifonlu Kara Mustafa Paşa karşısında kabuslar gören Viyana, Boğaz’ın sularına gömülmüş Kraliyet donanması, Anadolu’dan defolup giden yedi düvel tarihsel hesabı görmek için sabırsızdır. Nene Hatun, Aziziye tabyalarından sökülüp atılan Ermeni çeteleri karşısında nasıl devleşmişse, bizler de Türkiye karşıtı cepheye öyle hareket etmeliyiz. Anımız birdir, adımız birdir, atimiz birdir; biz Türk milletiyiz. Yedi bölge, dört mevsim, 81 vilayetle Türkiye’yiz” diye konuştu.
“BU TOPRAKLARDA YENİ BİR FETRET DEVRİ’NE İZİN VEREMEYİZ, VERMEYECEĞİZ”
“Yeni bir Fetret Devri’ne izin veremeyiz, vermeyeceğiz” diyen Bahçeli, “Kültür ve medeniyet beşiği bu topraklarda yeni bir Fetret Devri’ne izin veremeyiz, vermeyeceğiz. Taht kavgası değil, talih ve tarih ortaklığıyla istikbale yürümeli, istiklalimizi müdafaa etmeliyiz. Tükenmemiş düşmanlıkların hedefindeyiz. Unutulmamış yenilgilerin karşı mevziisindeyiz. Bugün yaşadıklarımızın kökü geçmişte, derinlerdedir. Türklüğe karşı bin yıldır sinmiş husumet saklandığı yerden yeniden doğrulmuştur” dedi.
“BU TAM BİR HESAPLAŞMADI”
Devlet Bahçeli, “Bu tam bir hesaplaşmadır. Biz hasbi olursak, biz kesrete yüz çevirip vahdet denizine hep birlikte açılırsak bizi kimse yenemez, bize kimse boyun eğdiremez. Bin yılın kaynaştırdığı Türk milleti oyunları boşa çıkaracaktır. Bunun şartı kısır ve sanal çekişmelere son verilmesidir. Tuzaklar tümden bozulacaktır. Millet yediden yetmişe yeniden doğacak, tereddüt ve tehditlerin perdesini yırtıp atacaktır. Tarih boyunca, ‘yurduna alçakları uğratmamak uğruna göğüslerini siper eden’ ecdadımızın bizlerden beklentisi budur” dedi.
“BAĞIMSIZ YAŞAMAKTAN BAŞKA SEÇENEĞİMİZ YOKTUR”
Bağımsızlık vurgusu yapan Bahçeli, “Dikkat ediniz: şehadet deyince, gazilik deyince, al bayrağı görünce, İstiklal Marşı’nı duyunca, gözleri hasretle yaşarmayan, göğüsleri gururla kabarmayan, yürekleri coşkuyla çarpmayan, Vicdanları titremeyenle paylaşacak ekmeğimiz olmayacaktır. Onları iyi belleyiniz. Onlar asla ve asla bizden değildir. Onlar kuzu postuna bürünmüş kripto canavarlardır. Vatan sahipsiz değildir. Millet yetim değildir. Devlet öksüz değildir. İçten ve dıştan kuşatılan Türkiye; iman, sadakat ve sevda dolu milli kalplerle yükselecek, yükseldikçe başı arşa değecektir. 15 Temmuz’da yaptınız, bundan sonra da çemberi yaracak ve ülkeyi kurtaracak olan gene sizlersiniz. Başarmaktan başka çaremiz yoktur. Bağımsız yaşamaktan başka seçeneğimiz yoktur” ifadelerini kullandı.
“FETÖ VE EFENDİLERİNİ TASFİYE VE TELİN ETMEKTEN BAŞKA YOL DA BULUNMAMAKTADIR”
FETÖ ile mücadelenin devam gerektiğini ifade eden Bahçeli, “Devleti kanser gibi sararak yok oluşumuzu projelendiren FETÖ ve efendilerini tasfiye ve telin etmekten başka yol da bulunmamaktadır. Tuzaklarla dolu engelleri aklımızla, ferasetimizle, faziletle bereketlenmiş kalplerimizle birer birer aşıp mutlaka Türkiye’yi sonsuzluğun ufuk çizgisine taşıyacağız. Muhtaç olduğumuz kudret, inanç, cesaret ve müjde İstiklal marşımızın satırlarında vardır: Korkma, diye başlıyor İstiklal Marşımız, korkma. Fethullahçı Terör örgütüyle birlikte küresel güçlerin tetikçiliğini yapan diğer cinayet ve ihanet çetelerinin kökünü hep birlikte kurutmak zorundayız. Aksi halde yarın Mahkemeyi Kübra’da bunun hesabını veremeyiz. Bize vatan bırakan şehitlerimizin yüzüne bakamayız” açıklamasında bulundu.
“ABD’YE, 15 TEMMUZ’U ANLAMAYAN VATİKAN KAFASINA TÜRKİYE’NİN BÜYÜKLÜĞÜNÜ GÖSTERELİM”
ABD’nin Fetullah Gülen’i iade etmesi gerektiğini belirten Bahçeli, “Hala teröristbaşı Gülen’i ülkemize vermemek için bin dereden su getiren ABD’ye, 15 Temmuz’u anlamayan Vatikan kafasına, darbecileri kollayan ve açık tavır göstermeyen tüm ülkelere karşı Türkiye’nin büyüklüğünü gösterelim. Bir olalım, diri duralım. Türkiye Cumhuriyeti var olacaktır, teminat sizlersiniz. Egemenlik kayıtsız şartsız milletin olacaktır, güvence yine sizlersiniz. Diyorum ki, birlik ve dayanışmamız daim olsun. Rabbim aziz milletimden razı olsun. Biliniz ki, inanıyorsanız üstünsünüz, zaferi kazanacak olan da sizlersiniz. Bugün değeri çok daha iyi anlaşılan bir mücadelenin kahramanı ve devletimizin kurucusu olan Mustafa Kemal Atatürk ile silah ve dava arkadaşlarının aziz hatırasını bir kez daha saygı ve şükran duygularımla anıyorum. Bu vesileyle, tarih boyunca Türklüğü yaşatmak uğruna hayatlarını feda eden kahraman ecdadımızı; bugün teröristlerle mücadele ederken şehit düşen kahraman güvenlik güçlerimizi, aziz vatandaşlarımızı ve gazilerimizi rahmet ve minnet duygularımla yâd ediyorum. 15 Temmuz’dan beri 22 gündür tutulan demokrasi nöbetinin ve bugünkü mitingimizin hayırlı olmasını niyaz ediyor, emeği ve katkısı geçen herkese şükranlarımı sunuyorum. Şu anda Türkiye’nin birçok meydanında bizleri izleyen vatandaşlarıma en kalbi duygularımı iletiyorum” ifadelerini kullandı.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçtaroğlu Konuşması,
İstanbul Yenikapı’da düzenlenen "Demokrasi ve Şehitler Mitingi"nde bir konuşan CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu "Bugün bizim demokrasi tarihimizin önemli bir günüdür. Bugün Türk siyasal hayatı demokrasi tarihinde önemli bir olaya imza attı. 15 Temmuz akşamı Türk Silahlı Kuvvetleri içinde yuvalanan bir çete grubu Türk demokrasisine darbe yapmak istedi. Parlamento’ya darbe yapmak istedi. daha doğrusu size, bize, hepimize darbe yapmak istedi. Ama çok şükür özellikle buradan TBMM’yi 15 Temmuz akşamı sabaha kadar açık tutan ve yöneten TBMM Başkanı’na yürekten teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Parlamenter sistemimize karşı bir darbe yapmak istediler. Bizim Cumhuriyet tarihimizin en kanlı darbe girişimidir bu. 240 şehidimiz var. 240 aslanımızı toprağa verdik, 240 demokrasi şehidimize Allahtan gani gani rahmet diliyorum. Onlar bizim demokrasi tarihimizdeki altın sayfalarda yerlerini aldılar. Onları unutturmayacağız ve unutturmayacağız. Demokrasinin kahramanlarıdır onlar." dedi.
ARTIK 15 TEMMUZ’UN BİR ÖZELLİĞİ VAR, 15 TEMMUZ BİR UZLAŞMA KAPISI ARALADI BİZE
TBMM’nin Gazi Meclis olduğunun altını çizen Kılıçdaroğlu ,"TBMM Kurtuluş Savaşı’nı yönetmiş bir meclistir. TBMM sabaha kadar çalışarak darbecilere karşı dik durarak sadece kendi onurunu değil sizin seçip parlamentoya gönderdiğiniz milletvekillerinin onurunu ve milletimizin onurunu korumuştur. O nedenle grubu bulunan 4 siyasi partinin liderleri ve 4 siyasi partinin milletvekilleri darbeye karşı açık net bir tavır koymuşlardır ve darbeye karşı demokrasi bildirgesini hep beraber imzalamışlardır. Gönül ister ki bu güzel toplantıya bu güzel mitinge bu güzel beraberliğe eşlik etmek için sadece parlamentoda değil parlamento dışındaki genel başkanlarda burada olsaydı. Son derece mutlu olurdum çünkü Gazi Mustafa Kemal şunu söylüyor. ’Söz konusu vatansa gerisi teferruattır’ diyor. Bizim için söz konusu vatandır. Sonuna kadar vatana sahip çıkacağız. Artık 15 Temmuz’un bir özelliği var. 15 Temmuz bir uzlaşma kapısı araladı bize. 15 Temmuz’da artık yeni bir Türkiye vardır. Eğer biz bu gücü bu uzlaşma kültürünü daha ileri taşıyabilirsek çocuklarımıza güzel bir Türkiye’yi hep birlikte bırakmış olacağız" şeklinde konuştu.
12 MADDE
Kılıçdaroğlu konuşmasını şöyle sürdürdü; "Önce teşhisi doğru koyacağız ki tedaviyi güzel yapalım. Güzel bir atasözümüz var. ’Bir musibet bin nasihatten evladır.’ Dolayısıyla ben dahil bütün siyasilerin bu musibetten ders çıkarması lazım. Ben dahil bütün siyasi, parti başkanlarının yeni bir olaya zemin hazırlamadan Türkiye’yi çağdaş uygarlığa götürmemiz lazım. Nedir bu dersler; Bir musibetle karşı karşıya kaldık. O zaman neler yapmalıyız neleri söylemeliyiz. 12 madde hazırladım.
1-Camiye, kışlaya, adliyeye siyaseti sokmayalım. Camiye sokarsak toplumu böleriz. Adliyeye sokarsak adaleti bulamayız. Askeriyeye, kışlaya sokarsak darbeyi önleyemeyiz. O zaman yapacağımız ilk iş camide, kışlada, adliyede siyaset olmayacak. Adalet arıyorsak onları başka yerde bağımsız bir şekilde aramamız lazım. Bizim soylu bir uzlaşmaya ihtiyacımız var. Bizim kavga değil bizim milleti kardeş kılma gibi bir görevimiz var. 2- Siyaset’te özeleştiri yapmak eğer geçmişi iyi tahlil edebilirsek, gelecekte çok daha güzel Türkiye’yi inşaa edebiliriz. Tarihin tekerrürünü değil, tekerrür ettirmemeliyiz tarihi. Milleti kardeş kılma yolunda kararlılığımızı sürdürmeliyiz. 4- Devletin inşasında liyakat sistemini esas almalıyız. Yani liyakat sisteminden vazgeçmemeliyiz. İnancımız da bunu böyle öngörüyor zaten. Liyakat sistemi önemlidir. İşi ehline ver diyor yüce yaradan. İşi ehline verdiğimiz zaman göreceksiniz ki Türkiye çok daha güzel yönetilecektir. KPSS de beklerken sınav için alınteri dökerken birileri sınav sorularını çalıp eğer sınav yapıyor ve devletin önemli yerlerine geliyorsa buna hep beraber itiraz etmek zorundayız. 5- Her şartta her koşulda demokrasi sahip çıkmalıyız. 15 Temmuz darbe girişimi demokrasinin ne kadar önemli olduğunu bize gösterdi. 15 Temmuz darbe girişiminde halk direnme gücünü kullanarak, tankların önüne çıkarak, canını siper ederek demokrasiyi savunmuştur. Sadece darbe değil, demokrasi üzerinde tüm vesayetleri reddetmeliyiz. Onun için diyoruz, ne darbe ne dikta, yaşasın tam demokrasi diyoruz. 21. yüzyılın insanı tam demokrasiye layıktır ve bunun mücadelesini vermeliyiz. Demokrasi milletin iradesidir. Milletin iradesi üzerindeki her türlü gölgeye son vermeliyiz. 6- Cumhuriyetin kurucu değerlerine sahip çıkmalıyız. Mustafa Kemal ve arkadaşları Cumhuriyeti kurarken 1921 yılında bir anayasa yaptılar. Anayasanın birinci maddesi şudur. Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir. Evet hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir. Bakın hakimiyet milletindir değil, hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir diyor. Milleti yüceltiyor. vatandaşı yüceltiyor. Dolayısıyla hiç bir kimseye hiç bir aileye hiç bir gruba hiç bir zümreye imtiyaz tanınmıyor. Gazi Mustafa Kemal dedi ki; Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesidir. Eğer Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesiyse cumhuriyet bizim alın terimizdir. Cumhuriyeti korumak yaşatmak hepimizin görevidir. Elbette ki bunları tek başına Mustafa Kemal Atatürk yapmadı. Eğer bugün cumhuriyet olmasaydı. Sayın Recep Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı olamazdı. Eğer bugün cumhuriyet olmasaydı Sayın Karaman TBMM başkanı olmazdı. Eğer Bugün Cumhuriyet olmasaydı. Sayın Binali Yıldırım Başbakan olamazdı. Eğer bugün Cumhuriyet olmasaydı, Anadolu’nun kuş uçmaz köyünde doğan Kemal Kılıçdaroğlu CHP Genel Başkanı olmazdı."
PARLAMENTER SİSTEMİMİZİ DAHA DA GÜÇLENDİRMELİYİZ
Kılıçdaroğlu, 7. maddede parlamenter sistemin güçlendirilmek zorunda olduğunu ifade etti. Türkiye’nin 15 yıllık parlamenter sistemi olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, "15 Temmuz akşamı Türkiye Büyük Millet Meclisi dik durarak, onurlu durarak bombalar yağarken, kurşunlar sıkılırken parlamentoyu terk etmedi. Kurtuluş Savaşı’nı nasıl yönettiyse bir darbeyi de aynı anlayışla püskürttü. Bu nedenle açık ve net söylüyoruz; parlamenter sistemimizi daha da güçlendirmeliyiz." dedi.
MEDYA ÖZGÜRLÜĞÜ’NE VURGU
Konuşmasında 8. madde olarak medya özgürlüğüne de vurgu yapan Kılıçdaroğlu, "Bağımsız medya olmasaydı belki hiç kimse sokaklara çıkmayacaktı. O medya olayları verdi. Vatandaşlar sokağa davet edildi. Tankların üzerine çıkıldı. O medya bütün bu görüntüleri verdi. Dolayısıyla vatandaş en meşru hakkı olan direnme hakkını kullanarak demokrasiyi korudu ve mücadelesini yaptı. Göğsünü siper etti tanklara ve mücadelesini yaptı. O nedenle parlamenter sisteme karşı yapılan bu darbe girişimine parlamento dik durarak gerekli cevabı vermiştir. Değerli arkadaşlarım, medya özgürlüğünün bir diğer önemi de şudur; biz siyasetçiyiz, eksiğimiz olabilir, hatamız olabilir, yanlışımız olabilir ama bunları dile getirecek olan medyadır. Medyanın bağımsızlığına bütün siyasilerin saygı duyması ve önem vermesi lazım." diye konuştu.
Yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığına da değinen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Bakın değerli arkadaşlarım, FETÖ ordunun içinde yuvalandı. FETÖ yargının içinde yuvalandı, FETÖ devletin her kademesinde yuvalandı. Biz buna daha önce F Tipi Örgütlenme diyorduk şimdi Fetullah Gülen Terör Örgütü olarak tanımlanıyor. Savcı da iddianamesini böyle yazıyor. Yargının bağımsızlığı neden önemlidir? Adalet istiyoruz, adaleti nerede tecelli ettireceğiz, mahkemede tecelli ettireceğiz. Eğer bir hakim vicdanıyla değil, bir hakim Pensilvanya’dan aldığı talimatla karar veriyorsa o hakim hakim değil, o mahkeme mahkeme değildir. O nedenle yargı bağımsızlığı çok önemlidir. Biz, bunun üzerinde durmalıyız ve bu konu üzerinde titremeliyiz. Hemen şunu ifade edeyim, yargının bağımsızlığı konusunda iktidar ve muhalefetin belli bir görüş birliği içinde hareket etmesi bizim açımızdan memnuniyet vericidir." Laikliğin ne kadar önemli olduğunun da 15 Temmuz’da ortaya çıktığını da vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Dini kullanarak, inancımızı kullanarak her türlü yasa dışı işin içinde olanlar milleti nasıl kandırdılar hep beraber gördük. Laiklik din ve vicdan özgürlüğü demektir. Laiklik herkesin istediği gibi inanması ve ibadet etmesi demektir. Laiklik, inanca saygı demektir ve insana saygı demektir o nedenle bütün siyasi partilerin bu konuda daha dikkatli olması gerekir. Kula kulluk yapmak değil, kula kulluk yapanların nasıl bir anlayışta olduklarını hep beraber gördük." diye konuştu.
"GEÇMİŞİN MAĞDURLARINA HAKLARINIİTİBARLARINI İADE EDELİM."
Kemal Kılıçdaroğlu, konuşmasındaki 11. ve 12. maddeyi de şu sözlerle dile getirdi: "11- Demokrasinin güçlenmesine sadece bugün için değil gelecekte de katkı vermek zorundayız, demokrasinin güçlenmesi için mutlaka ama mutlaka sorgulayan bir eğitim sistemini hayata geçirmemiz gerekir. Çocuklarımız irfanı hür yetişmeli, vicdanı hür, fikri hür yetişmeli. Çocuklarımız birilerinden talimat alıp onun gereğini yapmamalı. Alınan talimatı, en azından kendi aklında bunu ölçmeli ve tartmalı. Ne diyor yüce yaradan? Aklınızı kullanmıyor musunuz? diyor. Aklınızı kullanmanın yolu eğitim sistemini de bu şekle getirmektir. Çocuklarımız akıllarını kullanmalılar, sorgulamalılar. Elin oğlu Mars’a uzay aracı gönderiyor, biz 21. yüzyılın Türkiyesi’nde bir darbe girişiminin Türkiye’ye maliyetini görüyoruz. O nedenle hep beraber eğitim sistemini güçlendirelim, gelecekteki demokrasimizi güçlendirmek ve derinleştirmek için bu çabayı hep birlikte gösterelim. 12- FETÖ terör örgütünü biliyorsunuz, artık bütün dünya biliyor. Bu örgüt, geçmişte Balyoz davası dediler, Ergenekon davası dediler, casusluk davası dediler hiçbir günahı olmayan, devlete sadakatle bağlı olan pek çok subayımızın ki eski bir Genelkurmay Başkanı da dahil tamamını hapse attılar. O dönem en çok itiraz edenlerden birisi bizdik. ’Yanlış yapıyorsunuz’ demiştik. Şimdi, onların tamamının kumpas olduğu ortaya çıktı. Tamamının FETÖ terör örgütü tarafından yapıldığı ortaya çıktı. O zaman bir devlet adalet üzerinde büyür. Bir devlet adalet üzerinde soyluluk kazanır. Bir devlet adalet üzerinde devlet olur. O zaman buradan çağrı yapıyorum. Sadece size değil bütün Türkiye’ye. Sadece Türkiye’ye değil bütün siyasi liderlere. Geçmişin mağdurlarına haklarını iade edelim. İtibarlarını iade edelim. Böyle yaptığımız takdirde devlet saygın konuma gelmiş olur."
"DEVLET ADALET ÜZERİNDE YÜKSELMEK ZORUNDADIR"
Devletin haksızlıklarla mücadele ederken hukukun dışına çıkmaması gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Lütfen bu sözümü çok dikkatli dinleyin. İçimizden bir kişinin bir tek kişinin bile emeği, eseri, zamanı ziyan olduğunda bu tüm Türkiye’nin ortak kaybıdır. Tekrarı diyorum, bu ülkede bir kişi bile haksızlığa uğradığında, bir kişi bile mağdur olduğunda bu tüm Türkiye’nin kaybıdır. Bu nedenle ülkemizi yeniden inşa ederken yeni mağduriyetler yaratmamalıyız. Hukuk diyoruz, hukukun üstünlüğü diyoruz, adalet diyoruz, devlet adalet üzerinde yükselmek zorundadır. Hani deniyor ya adalet mülkün temelidir yani adalet devletin temelidir" diye konuştu.
Konuşmasında 12 maddelik yol haritalarını açıkladıklarını aktaran Kılıçdaroğlu, "Eksiği olabilir, fazlası olabilir ama Türkiye’yi düzlüğe çıkarmak hepimizin ortak görevidir. Benim de görevim iktidardakilerin de görevi, vatandaşın görevi, buradan söz veriyorum ve şunu söylüyorum, hep birlikte mücadele edelim. Hep birlikte gereğini yerine getirelim" dedi.
"BU ÜLKENİN YİĞİT KADINLARININ EVLADI OLMAKTAN, KARDEŞİ OLMAKTAN ONUR VE GURUR DUYUYORUM"
Mitingin en ön safında kadınların olduğuna dikkati çeken Kılıçdaroğlu, "Tıpkı darbe gecesi tankların önünde durdukları gibi. Bundan büyük bir gurur duyuyorum. Bir toplum için nezaketin, şefkatin, sevginin kaynağı olarak gördüğüm kadınlarımızın hayatın her alanında daha çok var olmalarını bize eşlik etmelerini gönülden diliyorum. Kadınlarımızın desteği katkısı katılımı bizim için vazgeçilmez değerdedir. Bir ülkede kadının yüzü gülüyorsa bilin ki o ülke mutlu bir ülkedir. Bu ülkenin yiğit kadınlarının evladı olmaktan, kardeşi olmaktan onur ve gurur duyuyorum. Çünkü hepimiz bu toprakların çocuklarıyız. Bu toprakların çiçekleriyle, türküleriyle, annelerimizin duaları ve ninnileriyle büyüdük. Birlikte kardeşçe yaşadık. Birlikte kardeşçe yaşayacağız. Birlikte kardeşçe mücadele edeceğiz. Bu topraklar bereketli topraklardır. Bu topraklarda Yunuslar var, Mevlanalar var, Hacı Bektaş-ı Veliler var, Neşet Ertaşlar var. Erzurumlu Emrahlar var. Ferhatlar var Şirinler var. Bu topraklardan çıktı. Bu topraklarda huzur içinde barış içinde demokrasimizi güçlendirerek farklılıklarımıza saygı göstererek birlikte mücadele etmeliyiz" diye konuştu. Konuşmasının sonunda şair Nazım Hikmet’in "Dört nala gelip uzak Asya’dan/Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan/Bu memleket bizim/Kapansın el kapıları/Bir daha açılmasın/Yok edin insanın insana kulluğunu/Bu davet bizim/Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür/ ve bir orman gibi kardeşçesine/Bu davet,/Bu hasret bizim" şeklindeki dizelerini okuyan Kılıçdaroğlu, konuşmasını, "Evet bu hasretle hepinizi, muhabbetle kucaklıyorum. Hepinize en içten saygılarımı, sevgilerimi sunuyorum. Allah bir daha Türkiye’ye böyle acı olaylar yaşatmasın. Hep beraber, hep birlikte yürek yüreğe, omuz omuza, kol kola demokrasimize saygılı olalım ve demokrasimize sahip çıkalım. Hepinizi en içten selamlar, saygılar, sağ olun var olun" diyerek tamamladı.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Sayın Hulisi Akar’ın Konuşması:
Hulusi Akar konuşmasında "Türk silahlı kuvvetleri komuta kademesiyle birlikte sizlerle olmaktan onur ve heyecanını yaşıyorum " dedi.
Akar, "15 Temmuz günü ülkemizin tüm kurum ve kuruluşlarıyla birlikte Türk Silahlı Kuvvetleri'ne sızmış, bir grup illegal çete mensubu terörist hain Fetullahçı Terör Örgütü, tarihimizde görülmemiş bir şekilde, vatanımıza, milletimize, cumhuriyetimize bu zilleti ve rezaleti yaşatmış ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nin şan ve şerefle dolu geçmişine kara bir leke sürmüşlerdir" diye konuştu.
Hulusi Akar, "Her yönüyle milli ve yerli olan yüksek siyasi liderlikçe verilen direktifler doğrultusunda, asil milletimiz sizler ve onun bağrından çıkan Türk Silahlı Kuvvetleri'nin gerçek evlatlarıyla emniyet mensupları, kahramanca ve ferasetle bu hain girişime karşı koymuşlardır. Türk Silahlı Kuvvetleri'ne ve bağrından çıktıkları milletimize ihanet eden bu alçaklara layık oldukları cevap tereddütsüz bir şekilde alanlarda verilmiştir. Bu rezaleti Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne, mazisi şan ve şerefle dolu Türk Silahlı Kuvvetleri'ne ve asil milletimize yaşatan hainler en ağır şekilde cezalandırılacaktır. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın" ifadesini kullandı.
"BAYRAĞI SEVEN EZİCİ ÇOĞUNLUKTAKİ MENSUPLARIYLA KESİNLİKLE HİÇ BİR ALAKASI YOKTUR"
Akar şöyle konuştu: "Burada özellikle şunu belirtmek isterim, 15 Temmuz akşam saatlerinde Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde yuvalanan illegal çete mensubu terörist hainlerin Fetullahçı Terör Örgütü'nün darbe girişiminin, halkımızın peygamber ocağı olarak adlandırdığı Türk Silahlı Kuvvetlerinin vatanını, milletini, bayrağını seven ezici çoğunluktaki mensuplarıyla kesinlikle hiçbir alakası yoktur.
Bu nedenle sizlerin yüce milletimizin asker elbisesi içerisine girmiş eli kanlı caniler, hainlerle görevinin başında olan, ülkemizin bekası için aynı zamanda bölücü terör örgütü PKK ve sınırlarımızın hemen yanı başındaki diğer tehditlerle de canla başla mücadele eden Türk Silahlı Kuvvetlerinin kahraman, fedakar mensuplarını çok iyi ayırt ederek davranması bu zor süreçte bizlere güç ve moral vermiştir.
Bundan dolayı hepinize tek tek teşekkür ediyorum, şükranlarımı sunuyorum. Bizlere gösterdiğiniz bu yakın ilgi, güven ve sevginin de ülkemizin, asil milletimizin birlik bütünlük ve güvenliği bakımından hayati öneme haiz olduğunun da bilincindeyiz. Asil milletimizin gözünü budaktan esirgemeden, canı pahasına milli iradenin hakimiyeti ve demokrasinin idamesi için gösterdiği kahramanlık, fedakarlık her türlü takdirin üzerindedir. Her zaman saygıyla ve şükranla anılacaktır. Bundan dolayı bir kez daha sizlerin şahsında asil milletimize saygı ve şükranlarımızı sunuyorum."
Başbakan Sayın Binali Yıldırım’ın Konuşması,
Başbakan Yıldırım konuşmasına, "Bu Vatan Kimin" adlı şiirin, "Bu vatan, toprağın kara bağrında / Sıradağlar gibi duranlarındır / Bir tarih boyunca onun uğrunda / Kendini tarihe verenlerindir / Ardına bakmadan yollara düşen / Şimşek gibi çakan, sel gibi coşan / Huduttan hududa yol bulup koşan / Cepheden cepheyi soranlarındır." dizelerini okuyarak başladı.
İstanbul’un bir kez daha tarih yazdığını ifade eden Yıldırım, "29 Mayıs 1453’te Sultan Fatih şehre girdiğinde ne kadar heyecanlıysa bugün o kadar heyecanlısın." ifadesini kullandı.
"16 Mayıs 1919’da, Gazi Mustafa Kemal'in Bandırma vapuruyla İstanbul'dan ayrılırken ne kadar umutluysa bugün milletimiz o kadar umutludur." diyen Yıldırım, şöyle konuştu:
"30 Mayıs 1919'da Sultanahmet Meydanı’nda İzmir'i işgal eden düşmana karşı ne kadar cesursa, milletimiz bugün de o kadar cesurdur. 6 Ekim 1923’te 'geldikleri gibi giden' düşmanın arkasında ne kadar coşkuluysa bugün de o kadar coşkuludur, Türk milleti. 27 Mayıs 1994, bir Türkiye sevdalısı, bir yiğit adamı, bir Kasımpaşalıyı seçerken ne kadarsa güzelse İstanbul, o kadar güzelsin bugün. Seni yürekten selamlıyorum, ey aziz milletim. Her bir semti, sokağı, her bir haneyi gönülden selamlıyorum. Bütün şehitleri ama bugün bizim burada toplanmamıza vesile olan 15 Temmuz demokrasi şehitlerimizi kalpten selamlıyorum.
Bugün aramızda bulunan kahraman şehitlerimizin ailelerini yürekten selamlıyorum. İstanbul’u düşmana teslim etmeyen, kimi hastanede, kimi evinde, kimi aramızda olan kahraman gazilerimizi selamlıyorum. Sayın Cumhurbaşkanım, 15 Temmuz’da bu milletin önüne geçtiğiniz için, dik durduğunuz için, bu milleti son 100 yüzyılın en büyük tehlikesinden kurtardığınız için diklenmeden dik durduğunuz için sizlere teşekkür ediyorum, sizleri selamlıyorum."
Başbakan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanını ve bütün Cumhuriyet Halk Partisi mensuplarını, darbenin ilk saatlerinde, milli iradeden yana net tavır koydukları için yürekten selamlıyorum. Milliyetçi Hareket Partisinin değerli Genel Başkanını ve bütün ülkücü kardeşlerimi ilk andan itibaren hükümetimizin yanında, Cumhurbaşkanımızın yanında sarsılmaz bir demokrasi savunucusu olduğu için yürekten selamlıyorum. AK Parti'li kardeşlerim, CHP’li, MHP’li kardeşlerim, ismini sayamayacağım kadar çok olan her siyasi görüşten, her kesimden değerli vatandaşlarım, bu muhteşem kardeşlik tablosunu bugün bize yaşattığınız için, bizi buraya getirttiğiniz için hepinize çok çok teşekkür ediyorum. Milletim adına teşekkür ediyorum."
Bugün sadece İstanbul'un değil bütün Türkiye'nin ayakta olduğunu, 81 ilin Yenikapı'daki mitingi izlediğini dile getiren Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yavru vatan Kıbrıs bizi izliyor, Kıbrıs’tan kalkıp gelen KKTC Başbakanını da selamlıyorum. Filistin, Bosna, Somali, Suriye, Irak’taki kardeşlerimiz bizi izliyor. Dünyanın her köşesinde soydaşlarımız kardeşlerimizin de kalbi bizimle. Buradan İstanbul'dan 81 vilayetimize, tüm dünyadaki kardeşlerimize selamlarımızı gönderiyoruz."
"BUGÜN HEP BİRLİKTE TÜRKİYEYİZ"
Yıldırım, Necip Fazıl'ın, "Allah'ın seçtiği kurtulmuş millet / Güneşten başını göklere yükselt / Avlanır, kim sana atarsa kement / Ezel kuşatılmaz, çevrilmez ebed" dizeleri ile Nazım Hikmet'in, "Emret ki ölelim emret / Güneşi içiyoruz sesinde / Akın var güneşe akın /Güneşi zaptedeceğiz, güneşin zaptı yakın!" ve Azeri şair Ahmet Cevad'ın "İnciler dök, gel yoluna / Sırmalar serp sağ soluna / Fırtınalar dursun yana / Selam Türk’ün bayrağına” dizelerini de okudu.
"Bunlar engereklerdir, bunlar aşımıza ekmeğimize göz koyanlardır, tanı bunları." ifadesini kullanan Yıldırım, "Burada biziz, beraberiz, bugün hep birlikte Türkiyeyiz." dedi.
Yıldırım, 97 yıl önce 19 Mayıs 1919’da İzmir'in işgaliyle Sultan Ahmet Meydan’ında 100 binlerin toplandığını anımsatarak, şunları söyledi:
"Minarelerden selalar yükseliyordu, düşman uçakları kalabalığın üzerinden uçuyordu. Ama hiç kimse başını eğmedi, hiç kimse ölümden korkmadı. Kürsüye çıkan Halide Edip, o muhteşem topluluğa, 'Toprağın üzerinde şerefsiz yaşamaktansa altında şerefle yatarız'. İşte 97 yıl önce bu aziz millet, toprağın altında şerefiyle yatanlar sayesinde toprağın üzerinde şerefle yaşıyor."
“15 TEMMUZ İKİNCİ KURTULUŞ SAVAŞI'DIR”
Yıldırım, 15 Temmuz akşamı da bir işgal girişimiyle, FETÖ terör örgütünün hainlerinin bir ihtilal teşebbüsüyle karşı karşıya kaldıklarına işaret ederek, şöyle devam etti:
"Üzerimizden uçaklar uçtu, tanklar caddeleri işgal etti, asker kıyafetindeki teröristler silahlarıyla millete kan kustu. Cumhurbaşkanımız, Başkomutanımız milleti meydanlara davet etti. Yine selalar okundu, ezanlar başta başa Türkiye'de yankılandı. İşte bu aziz millet, İstanbul'da, Ankara'da, İzmir'de 81 vilayette hep birden şunu söyledi, 'Toprağın üzerinde şerefsiz yaşamaktansa, toprağın altında şerefle yatarız, şehit oluruz, gazi oluruz'. Çanakkale'de, Kurtuluş Savaşı'nda destan yazan bu millet, aynı ruhla 15 Temmuz destanını da yazdı. 15 Temmuz ikinci Kurtuluş Savaşı'dır. Allah'a hamdolsun, toprağın altında şerefiyle yatan şehitlerimiz sayesinde bugün bu topraklarda şerefimizle, bağımsızlığımızla, kardeşliğimizle bir olarak, beraber olarak yaşıyoruz. Güya Türk askeri kılığına girip topraklarımızı işgal edeceklerdi. Sanki bu milletin iradesini çalacaklardı. Allah şerleri hayra çevirir, bizi öldürmeyen her darbe bizi daha da güçlendirir. İşte burada olduğu gibi."
Haçlı seferlerinin bütün İslam dünyasını birleştirdiğine dikkati çeken Yıldırım, "Ankara Savaşı'nda bize fetret yaşattılar ama biz oradan bir cihan devleti olarak doğduk. Yüzyıl önce bu toprakları işgal ettiler ama biz oradan tek bir devlet, tek bir milet olarak doğduk. İşte bugün bize kötülük yapacaklarını zannedenler yanıldılar. Bu muhteşem, bu tarihi, anlamlı tabloyu hesap edemediler." ifadelerini kullandı.
“BERABER OLURSAK AŞAMAYACAĞIMIZ ENGEL YOK”
Siyasette meydana gelen bu birleştirici tabloyu, birlikteliği bozmayacaklarını vurgulayan Başbakan Yıldırım, şunları kaydetti:
"Uzlaşmayı, işbirliğini daha da güçlendireceğiz. Türkiye'yi milletimizle, siyasi partilerimizle, sivil toplumumuzla, liderliğimizde 2023 hedeflerine taşıyacağız. Kürt ile Türk'ün arasına girenler işte bu hainlerdi. Kürt ile Türk arasındaki bu mikropları temizleyeceğiz. Terör örgütlerini aradan çıkaracağız. İnşallah Türk, Kürt, Alevi, Sünni arasındaki muhabbet, dayanışma, kardeşliği daha da geliştireceğiz. Aramıza giren bölücü terör örgütünü de milletimizin arasından çıkaracağız. Hangi mezhepten, hangi meşrepten olursa olsun bizi birbirimize düşürmeye çalışanlara asla fırsat vermeyeceğiz."
Bir olunduğunda ulaşamayacak, yapamayacak hiçbir işin olmayacağına işaret eden Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Beraber olursak aşamayacağımız hiçbir engel yok. Birlikte olursak, birlikte Türkiye olursak çözemeyeceğimiz hiçbir sorunumuz yok. İşte bugün buradaki tarihi birlikteliği gözümüz gibi koruyacağız. İntikam duygusuyla değil, adaletle, hukukla hareket edeceğiz. Bu terör örgütünün mensuplarından, şehitlerimizin, gazilerimizin hesabını soracağız. Demokrasiden taviz vermeyeceğiz, özgürlükleri daha da geliştireceğiz, ekonomimizi daha da büyüteceğiz, düşmanlarımızı azaltacak dostlarımızı çoğaltacağız. 15 Temmuz, Türkiye'nin mikroplarından temizlendiği gündür. Bugün Türkiye temizlik yapıyor. Devleti kilitleyen, ekonomiyi daraltan, milleti rahatsız eden unsurları teker teker ortadan kaldırıyoruz."
Başbakan Yıldırım, "Şunu herkes bilmelidir ki, 15 Temmuz gecesini milletimize zehir eden terör örgütü lideri Feto, Türkiye'ye gelecek, hesabını verecektir. Hiç merak etmeyin, bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, birlikte Türkiye olacağız." diye konuştu.
Gençlere, "Bunlar memleket meselesiyle ilgilenmez." diyenler olduğuna dikkati çeken Yıldırım, "15 Temmuz gecesi ne kadar yanıldıklarını gördüler. Tankların önüne göğsünü siper eden, tankların önüne yatan gençlerimizi, kadınlarımızı yürekten kutluyorum. Allah sizden razı olsun. Millet size minnet borçludur." ifadesini kullandı.
Başbakan Yıldırım, sözlerini, "Rabiamız, tek devlet, tek millet, tek vatan, tek bayrak. Ay yıldızlı bayrağımız hepimize yeter." diyerek tamamladı.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Sayın İsmail Kahraman’ın Konuşması:
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı İsmailKahraman, 15 Temmuz şehitlerini anmak ve darbeye karşı demokrasinin kazandığı zaferi taçlandırmak için bir arada bulunulduğunu belirterek, "Büyük bir badirenin içinden birlikte çıktık. Açtıkları okullarda, kurdukları dershanelerde yetiştirdikleri robot hainlerle milletin kurumlarına yerleştirdikleri ajan ve vatan hainleriyle devletimizin içine sızarak, bizlere karanlık dehlizleri layık gören insan müsveddelerine, milletimiz hak ettikleri cevabı en güzel şekilde verdi." dedi.
Kahraman, Cumhurbaşkanlığı himayesinde, İstanbul Valiliği ve Büyükşehir Belediyesi desteğiyle İstanbul Yenikapı Miting Alanı'nda düzenlenen "Demokrasi ve Şehitler Mitingi"ndeki konuşmasında, Gazi Meclisin, darbeye karşı büyük bir direniş göstererek ikinci gazi payesini hak ettiğini söyledi.
Milletçe muhteşem bir beraberliğin sergilendiği bir meydanda tek ses, tek yürek oluşumundan gurur duyduğunu ifade edenKahraman, "Bugün, 15 Temmuz şehitlerimizi anmak ve darbeye karşı demokrasimizin kazandığı zaferi taçlandırmak için bir aradayız. Ay yıldızlı bayrağımız altında; tek millet, tek devlet, tek vatan şuur izinde olduğumuzu haykırmak ve darbeleri tarihe gömdüğümüz bütün dünyaya duyurmak için bir aradayız." diye konuştu.
Kahraman, meydanı dolduran milyonlara seslenerek, "Sizler beyaz elbiseleriyle Malazgirt'te 200 bin kişilik Bizans Ordusunun karşısına çıkarken, 'Ey askerler, eğer şehit olursam, bu beyaz elbise benim kefenim olur. Ben nefsimi Allah'a adadım. Benim için şehadette, muzaffer olmak da sadettir. Zaferi kazanırsak gelecek bizimdir' diyen Sultan Alparslan'ın torunlarısınız. Malazgirt Zaferi'yle Anadolu'ya 10 asır önce giren İslam, İnşallah, kıyamete kadar bu topraklara yaşayacaktır." ifadelerini kullandı.
Şair Arif Nihat Asya'nın, "Bir cuma sabahı, semaya karşı, Malazgirt'te 54 bin er bestelediler en güzel marşı Allahuekber, Allahuekber" mısralarını okuyan Meclis Başkanı Kahraman sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sizler İslam'ı yok etmek için seferlere çıkan Haçlı ordularını perişan eden Selahaddin Eyyübi'nin torunlarısınız. Sizler, kür atını Haliç'e sürerek yedi iklimin en güzel beldesi İstanbul'u fetheden ve Peygamber Efendimizin Hadisi'ndeki müjdeye nail olan 'Ya ben İstanbul'u alırım ya İstanbul beni' diyen Fatih Sultan Mehmet'in torunlarısınız. Sizler 3 kıta, 7 denize hükmeden bir cihan devletinin varislerisiniz. Sizler, Türkiye Cumhuriyetini mazisine layık noktaya ulaştıracak göğsü iman dolu insanlarsınız. Milletimin bütün renklerini bu meydanda görmekten duyduğun mutluluğu özellikle ifade etmek isterim. Al bayrağımızın altında, oluşturduğumuz bu tablodan, dostlarımızın büyük bir güven duyduğuna inanıyorum. Anadolu'nun dört bir yanından ve gönül coğrafyamızın, kültür dünyamızın, her köşesinde milyonlarca insanın bugün sizlerin arasında olmak istediğin biliyorum. Büyük bir badirenin içinden birlikte çıktık. Milletimizi, birbirine düşürmek isteyen şer güçlere karşı direndik ve kazandık. Açtıkları okullarda, kurdukları dershanelerde yetiştirdikleri robot hainlerle milletin kurumlarına yerleştirdikleri ajan ve vatan hainleriyle devletimizin içine sızarak, bizlere karanlık dehlizleri layık gören insan müsveddelerine, milletimiz hak ettikleri cevabı en güzel şekilde verdi."
"MECLİSİMİZ İKİNCİ GAZİ PAYESİ ALDI"
"Şühedanın hatıratını, müstevilerin hain emelleriyle kirletmek isteyenlere fırsat verilmedi." diyen Meclis Başkanı Kahraman, şöyle konuştu:
"Ecdadımıza layık torunlar olduğumuzu hep birlikte ispat ettik. Şehitlerimize Allah'tan rahmetler diliyorum. Hepsini minnetle ve şükranla anıyorum. Milletimize, ailelerine baş sağlığı diliyorum. Gazilerimizin de en kısa zamanda deva bulmalarını temenni ediyorum. Dünyada gazi unvanı bulunan tek parlamento Türkiye Büyük Millet Meclisidir. Çalışma günü olmamasına rağmen 15 Temmuz gecesi, darbe harekatının başlaması üzerine Türkiye Büyük Millet Meclisimiz hemen açıldı. Ve gece boyunca açık tuttuk. Ertesi gün olağanüstü toplantı yaptık. ve Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu bulunan 4 partinin imzaladığı bir ortak bildiri yayımladık. Partiler, darbenin karşısında, demokrasinin yanında durduklarını dünyaya açıkladılar. İradeye konulmak istenen ipoteğe karşı koyarak ikinci defa Meclisimiz gazilik payesini hak etti. Milletçe yaptığımız şanlı direnişe tahammül edemeyen meczuplar, milletin bağrını, kalbini bombaladılar. Meclisimize bomba attılar."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Marmaris'te millete çağrıda bulunarak halkın sokaklara çıkmasını sağladığını hatırlatanKahraman, Ahmet Muhip Dıranas'ın Bayrak şiirinden "Şehirlerden şehirlere uçtu kuş gibi, bir haber./ Bayraklar açmada fecre şarkının her vardığı yer. Kaldı birdenbire step, yalın ayaklar altında / Yürü! Bayraklar altında, Yürü! Davullar çalsın hep. Önden gidene aldı bir kurşun, aldı bayrağı ikinci / Ve yiğitlerin en genci, düştü sonunda yokuşun. İnsan doğunca bir defa, andırır kırılacak dalı / Ölecektin nasıl olsa, öldün, alnından vurulu. Ne toprağa gömülmektir, ne ruhun uçması tenden / Ölüm, ölüm, gülerekten, bir bayrak altında ölmektir." mısralarını okudu.
"AKIL VE GÖNÜL BİRLİĞİYLE HER ZORLUĞU BİRLİKTE AŞACAĞIZ"
Vatansever güvenlik güçleriyle milletin bir bütün olarak darbeyi önlediğini aktaran Kahraman sözlerini şöyle tamamladı:
"Demokrasi kazandı. Bundan sonra hiçbir güç darbeye teşebbüs edemeyecektir. Darbeler tarihi sona ermiştir. Milletimiz demokratik tecrübesi azmi cesaretiyle ferasetiyle bir büyük fitneyi defnetti. Biz milletimize inanıyor ve güveniyoruz. İnşallah akıl ve gönül birliğiyle her zorluğu birlikte aşacağız. Bizler derken canlarını seve seve feda eden şanlı insanlarımızı unutmadan yarınlara umutla bakacağız. Unutmayalım ki; umutlarını bize bağlamış bir gönül coğrafyamız var. Dış dünyamızda milyonlarca insan var. Onların da başını öne eğdirmemek için daha çok çalışacağız. Sırt sırta omuz omuza vererek hep ileri daha ileriye gideceğiz. Allah'tan başka kimsenin önünde eğilmeyecek niyazda bulunmayacağız. Millet devletsiz, devlet ordusuz olmaz. Bizler ordumuzu peygamber ocağı olarak kabul eden bir milletiz. Muazzez bir ordu olan ordumuzun yeri kışladır. Ancak vatan müdafaası için çağrıldığında kışlasından çıkar. Bir daha kışladan çıkmayacağına inanıyorum. Millet olarak tarih yazmaya devam edeceğiz. Bu muhabbetimizi Cenab-ı Allah daim ettirsin. Bir kez daha şehitlerimize rahmet, gazilerimize şifa diliyorum."
Yenikapı’daki Demokrasi ve Şehitler Mitingi’nde milyonlarca vatandaşa seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün burada, Yenikapı Meydanı’nda Cumhurbaşkanıyla, Başbakanıyla, Genelkurmay Başkanıyla, CHP ve MHP Genel Başkanlarıyla, 81 vilayetimizdeki her görüşten, her meşrepten insanımızla verdiğimiz şu görüntü var ya; işte bu görüntü inanın bana, ülkemizin düşmanlarını, en az 16 Temmuz sabahı kadar üzmüştür, kahretmiştir” dedi.
Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşması:
“15 TEMMUZ GECESİ MEYDANLARA İNEN TÜM KARDEŞLERİME ŞÜKRANLARIMI SUNUYORUM”
Mitingdeki devlet protokolünü Yenikapı’da, 80 ilin meydanlarını dolduran vatandaşları ve dünyanın dört bir gözü ve gönlü İstanbul’da olan kardeş halkları selamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “15 Temmuz gecesi, bir kez daha istiklali ve istikbali için kıyam eden, canı pahasına ülkesini darbecilere, teröristlere, işgalcilere teslim etmeyen aziz milletim, sizleri en kalbi duygularımla, hasretle muhabbetle, selamlıyorum. Sözlerimin hemen başında 15 Temmuz gecesi sokaklara, meydanlara inerek; namluların, tankların, helikopterlerin, uçakların karşısına dikilme cesareti gösteren tüm kardeşlerime bir kez daha şükranlarımı sunuyorum” dedi.
15 Temmuz darbe girişimine direnenlerin arasından 172’si sivil, 63’ü polis, 5’i asker olmak üzere 240 kişinin şehit olduğunu belirten ve şehitler için Allah’tan rahmet, yakınları ve tüm millet için baş sağlığı temennilerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, darbecilerin üzerine yürüyenlerin arasından 2 bin 195 kişinin yaralanarak gazilik rütbesine ulaştığını söyledi ve tedavileri süren yaralılara şifa diledi.
“ŞEHİTLİK VE GAZİLİK ŞEREFİNE NAİL OLANLAR, İSİMLERİNİ TARİHE ALTIN HARFLERLE YAZDIRDI”
“O gece adeta ölümü öldürerek sokakları, meydanları dolduran milyonlarca vatandaşımız içinden, şehitlik ve gazilik şerefine nail olanlar, isimlerini tarihe altın harflerle yazdırdılar” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatan uğruna verilen mücadelede bu rütbelere ulaşabilmenin, her zaman yakalanabilecek, elde edilebilecek bir ayrıcalık olmadığını dile getirdi.
15 Temmuz gecesi sokakları ve meydanları dolduranların her birinin ülkenin, demokrasinin, vatanın ve özgürlüğün korunmasında katkısı ve payı olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Onun için diyorum ki; 79 milyon olarak hepimizin gazası mübarek olsun. Hepinizin gazası mübarek olsun. İstanbul’un gazası mübarek olsun. Ankara’nın gazası mübarek olsun. Darbe girişimine maruz kalan her şehrimizin gazası mübarek olsun. Darbe girişimine karşı, tüm farklılıklarını bir kenara bırakarak, kadınıyla, çocuğuyla, yaşlısıyla, her kökenden, her meşrepten insanıyla dünyayı kendine hayran bırakan tüm vatandaşlarımızın gazası mübarek olsun” diye konuştu.
“DÜŞMANLARIMIZ ERTESİ GÜNE İŞLERİNİN ÇOK DAHA ZOR OLDUĞUNU GÖRMENİN KAHRIYLA UYANDI”
Türk milletinin bin yıl önce Malazgirt’te hangi inanç ve kararlılıkla Anadolu’nun kapılarını açmışsa, 15 Temmuz’da da aynı hissiyatla darbecilerin karşısına dikildiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Süleyman Şah 1075 yılında, bu coğrafyadaki ilk devletimizi hangi vizyonla kurmuşsa, 15 Temmuz’da da ülkemize aynı vizyonla, aynı ufukla sahip çıktık. Osman Gazi, 1299’da tarihin en kudretli devletini hangi temeller üzerine bina ettiyse, biz de o gece Türkiye’yi aynı ilkeler etrafında müdafaa ettik. Ecdadımız 100 yıl önce hangi idrakle Çanakkale’de kanının son damlasına kadar mücadele ettiyse, 15 Temmuz’da da aynı iradeyle darbecileri geri püskürttük. Gazi Mustafa Kemal’in İstiklal Harbini başlatmasını ve zafere ulaştırmasını sağlayan inancın bir benzeri, 15 Temmuz’da Türkiye’nin tüm şehirlerinde adeta kol geziyordu. 15 Temmuz, dostlarımıza bu ülkenin, sadece siyasi, ekonomik, diplomatik saldırılara değil; aynı zamanda askerî sabotajlara karşı da güçlü olduğunu, yıkılmayacağını, rayından çıkmayacağını göstermiştir. Aynı gece Türkiye’nin yerle yeksan olması için ellerini ovuşturarak bekleyen düşmanlarımız ise ertesi güne, bundan sonra işlerinin çok daha zor olduğunu görmenin kahrıyla uyandılar. Şimdi bugün burada, Yenikapı Meydanı’nda Cumhurbaşkanıyla, Başbakanıyla, CHP ve MHP Genel Başkanlarıyla, 81 vilayetimizdeki her görüşten, her meşrepten insanımızla verdiğimiz şu görüntü var ya, işte bu görüntü, inanın bana, ülkemizin düşmanlarını, en az 16 Temmuz sabahı kadar üzmüştür, kahretmiştir. İşte onun için her zaman ne diyoruz? Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız.”
“BU MANZARA, TÜRKİYE’NİN 2023 HEDEFLERİNE ULAŞACAĞININ İLANI VE İSPATI”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yenikapı’daki manzaranın, Türkiye’nin, tüm renkleriyle bağımsızlığına, geleceğine ve vatanına sahip çıktığının ilanı ve ispatı olduğuna işaret ederek, “Bu manzara, bin yıllık vatanımızın tek bir taşına dahi göz dikenlerin, ödemeyi göze alacakları bedelin ilanı ve ispatıdır. Bu manzara, Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşacağının ilanı ve ispatıdır. Bundan sonra işimiz ne biliyor musunuz? Artık muasır medeniyeler seviyesinin üstüne çıkmak. Bunu başarmaya var mıyız? Bu manzara, birliğin, beraberliğin, kardeşliğin sadece temenni, sadece slogan değil; gerektiğinde bir hakikat olarak ortaya konabileceğinin, kuvveden fiile geçebileceğinin ilanı ve ispatıdır. Bütün bunlarla beraber, yolumuza dayanışma içine geçeceğiz. Ete kemiğe bürüneceğiz, mütevazı olacağız. Birbirimizi makam ve mevki için değil, para pul için değil, sadece Allah için seveceğiz” şeklinde konuştu.
Bugünleri gösterdiği için Allah’a sonsuz hamt ettiğini, böyle bir milletin evladı, böyle bir ülkenin vatandaşı olduğu için şükrettiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1920 yılında, ülkenin büyük bölümünün işgal altında olduğu günlerde Gazi Mustafa Kemal’in “Milletimiz çok büyüktür, hiç korkmayalım. O, esaret ve zillet kabul etmez. Fakat onu bir araya toplamak ve kendisine ‘ey millet, sen esaret ve zillet kabul eder misin?’ diye sormak lazımdır. Ben, milletimin vereceği cevabı biliyorum” sözlerini aktardı ve “Gazi’den 96 yıl sonra, buradan Yenikapı Meydanı’ndan aynı soruyu sizlere soruyorum; ey millet, sen esaret ve zillet kabul eder misin?” diye sordu. Meydandakilerin güçlü bir biçimde verdiği ‘hayır’ cevabı üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mesele bu, bu millete kimse bu esareti asla getiremeyecektir” diye ekledi.
“MECLİS’TEN GELEN İDAM KARARINI ONARIM”
Meydandaki vatandaşlar tarafından, 15 Temmuz darbe girişiminde bulunan TSK içindeki FETÖ mensuplarının idamlarının istenmesine yönelik slogan atmaları üzerine, Cumhurbaşkanı Erdoğan şu açıklamaları yaptı: “Şu anda siyasi partilerimizin genel başkanları burada, sizin zaten talebinizi biliyorlar. ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletin’ olduğuna göre, sizler de idam talebinde bulunduğunuza göre, bunun kararını verecek olan merci Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir. Meclisimiz böyle bir kararı verdikten sonra atılacak adım bellidir. Onamaksa, Meclis’ten gelen böyle bir kararı ben peşinen ifade ediyorum; onarım. Kardeşlerim, Vatan Caddesi’nde vücudu ikiye bölünmüş kardeşimi gördüğüm zaman kalkıp da bunu kenara koymak mümkün mü? Ankara’da Cumhurbaşkanlığı Külliyesi önünde uçaktan F16’ların yağdırdığı bomba ile başı vücudundan ayrılmış olan hanım kardeşimin başı Kongre Merkezi’nin çatısına uçmuştu. Bunu gördükten sonra biz kalkıp da, efendim Avrupa Birliği’nde idam yokmuş, Konsey’de yokmuş, şurada yokmuş, burada yokmuş… Amerika’da var, büyük bir çoğunluğunda var, Japonya’da var, Çin’de var, bugün dünyanın büyük bir çoğunluğunda var. Burada zaten 84’e kadar vardı, ondan sonra kaldırıldı. Bu millet, ‘egemenlik kayıtsız şartsız milletin’ olduğuna göre eğer böyle bir kararı veriyorsa, öyle zannediyorum ki siyasi partiler de bu karara uyacaktır.”
Millete hitaben, “Sizler 15 Temmuz’a esaret ve zillet kabul etmeyeceğinizi namlulara göğsünüzü dayayarak, tankların önüne yatarak, uçaklara ve helikopterlere dahi hamleler yaparak bilfiil gösterdiniz” diye konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz’da imansız olanların imanlı olanların karşısında dayanamadığını, pek çok sinsiliği hesap eden FETÖ’nün milleti hesap edemediğini söyledi ve ekledi: “Bu milletin imanını, bu milletin inancını, bu milletin dirayetini o hiç hesaba katmadı.”
ASKERÎ LİSELERİN KAPATILMASI
Hükûmet yetkililerinin askerî liselerin kapatılmasına yönelik yaptığı açıklamaya ve kimi emekli TSK mensuplarının bu kararın yanlış olduğuna ilişkin yorumlarına değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi ben de onlara buradan sesleniyorum, diyorum ki; işte oradan yetiştirilmiş olan o tek tip FETÖ’cüler işte bu olayı yaptılar. Şimdi biz de diyoruz ki; harp okullarımız duracak, tüm liselerimizden, bu ülkenin liselerinden yetişenler hepsi gelsin rahatlıkla buraya girsin. Tek tip niye olsun, hepsinden girsin. Ve harp akademilerinde, harp okullarında hangi eğitim veriliyorsa onlar orada verilsin” değerlendirmesini yaptı.
“HÂLÂ FETULLAHÇI TERÖR ÖRGÜTÜ İSMİNİ AĞZINA ALMAKTAN ÇEKİNENLER VAR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, devlet ve milletin, 15 Temmuz darbe girişimini çok iyi analiz etmesi gerektiğinin, sadece bu ihaneti gerçekleştirenleri değil, onların arkalarındaki güçleri ve onları harekete geçiren saikleri de de çok iyi değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizdi ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Fetullahçı terör örgütü mensuplarının, bunların ismini hâlâ ağzına almaktan çekinenler var. Çekinmeyelim, muktedir olanlar bunların isimlerini aynen ifade etsinler ki bilmeyenler, bu FETÖ’cüler FETÖ kimdir, bunu öğrensin. Ülkemize yönelik tehdidin görünürdeki maşalarıdır. Biliyoruz ki bu oyun, bu senaryo onların boylarını çok aşar. Elbette bu örgütü tüm mensuplarıyla ortaya çıkarmak ve hukuk dairesinde imha etmek mecburiyetindeyiz. Ama sadece bununla yetinirsek, devlet ve millet olarak bünyemizi benzer virüslere karşı yine savunma noktasında zayıf bırakmış oluruz. Silahlı Kuvvetlerimizden yargımıza, Polis Teşkilatımızdan istihbarat kuruluşlarımıza, okullarımızdan hastanelerimize kadar her yere sızabilen ihanet şebekelerine karşı kendimizi güçlendirmeliyiz. Bu ihanet şebekesinin adı PKK da olsa, FETÖ de olsa, DAEŞ de olsa, başka örgüt de olsa fark etmez. Örgütlerin isimleri değişebilir, kadroları değişebilir, söylemleri değişebilir, ama hepsinin de Türk milletinin, Türk Devletinin düşmanları olduğu gerçeği asla değişmez.”
“ARKALARINDAKİ GÜÇLERİ DE ÇOK İYİ BİLİYORUZ”
Gelinen noktada safların gayet net olduğunu, bir tarafta tüm kurumları, tüm siyasi partileri ve tüm kesimleriyle Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin olduğunu; diğer tarafta ise etnik, dini istismar ve ideolojik sapkınlık içinde olan terör örgütlerinin ve onların arkasındaki karanlık güçlerin olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Devletinden, milletinden, haktan ve hakikatten yana olan herkes bugün burada, Yenikapı’dadır. Buradan 80 vilayete selam olsun, buradan 79 milyona selam olsun. Terör örgütleri mensuplarının ise kimi adliyede akıbetini bekliyor, kimi cezaevinde cezasını çekiyor, kimi de mezarda nihai hesabını veriyor. Onların arkalarındaki güçleri de çok iyi biliyoruz, vakti, saati geldiğinde hesaplarını önlerine koyacağız” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yakalanan bu birlik ve beraberlik ruhunun en iyi şekilde değerlendirilerek 15 Temmuz’u daha güçlü, daha büyük ve daha müreffeh bir Türkiye’nin inşası için bir milat hâline dönüştürülmesi gerektiğine vurgu yaparak, “Yakın tarihimizin vicdanları kanatan, kafalarda soru işaretleri oluşturan tüm sorunlu, sıkıntılı olaylarını yeniden masaya yatırarak eksikleri, yanlışları ortaya koymalıyız” sözlerine yer verdi.
FETÖ ihanet çetesinin TSK’daki etkinliğinin önünü açan davaların yeni baştan incelenmesi, şaibeli tüm sınavların ve tüm işlemlerin gözden geçirilmesi gerektiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu örgütün gayrimeşru şekilde elde ettiği güçle dizayn etmek istediği siyasetin, medyanın ve iş dünyasının yeniden kendi tabii seyrine oturtulması gerektiğini vurguladı.
“AL BAYRAĞIMIZIN BİRLEŞTİRİCİLİĞİ ALTINDA BULUŞTUK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Yurt içinde milletimizin dini hassasiyetini, merhametini, iyilik ve yardımlaşma duygularını istismar ederek elde ettikleri tüm imkânları milletimizin emrine vermeliyiz. Hiç kimse kapatılan yurtlardan, okullardan, evlerden dolayı endişeye kapılmasın, gerek devletimizin ilgili kurumları, gerekse aynı alanda hizmet veren sivil toplum kuruluşlarımız çok daha iyisiyle, çok daha fazlasıyla bu boşluğu dolduracaklardır. Yurt dışında ülkemizin adını ve itibarını da kullanarak elde ettikleri imkânları da asli sahibine, yani devletimize ve milletimize kazandırmalıyız. Hükûmetimiz olağanüstü hâl ilanı sonrasında sahip olduğu yetkiyle tüm bu alanlarda çok önemli adımlar attı, atmaya devam ediyor. Gazi Meclisimiz de bu konuda üzerine düşenleri yapıyor, yapmayı sürdürecektir. Siyasi partilerimizin ve medyamızın da bu süreci çok iyi değerlendirerek inanıyorum ki desteğini verecek ve bu yasalar, Anayasa değişikliği, yasa değişikliği veya yeni yasalar, bunlar hızla hazırlanacaktır. Kardeşlerim, 15 Temmuz gecesinden beri atılan her adımda 79 milyon tek yürek oldunuz, tek ses oldunuz, demokrasi nöbetini farklı yürüttünüz, işte burada, Yenikapı Meydanı’nda bugün demokrasi nöbetini taçlandırıyorsunuz. Hepimiz ay-yıldızlı bayrağımızın, al bayrağımızın birleştiriciliği altında buluştuk. Daha güçlü, daha müreffeh bir ülke içinde devletin yeniden yapılandırılması sürecini, bu yönde bir siyaset inşasını inşallah hep birlikte gerçekleştireceğiz.”
“15 TEMMUZ ÜLKEMİZİ İŞGAL GİRİŞİMİDİR”
15 Temmuz’un, bir yönüyle ordu içine sızmış FETÖ ihanet şebekesi mensuplarının başlattığı bir darbe girişimi olduğunu ancak hadisenin sadece bundan ibaret olmadığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aynı zamanda PKK ve DAEŞ’in silahlı eylemleriyle elde edilmek istenen neticenin asker elbisesi giymiş teröristler eliyle yeni bir safhaya çıkartılma girişimidir, yani bu girişim aynı zamanda bir terör eylemidir. Tüm bu özelliklerinin yanı sıra, 15 Temmuz ülkesine ve milletine ihanet eden bir silahlı güç eliyle ülkemizi işgal girişimidir” yorumunda bulundu.
“Şayet darbe başarılı olsaydı, bin yıldır bizim bu coğrafyanın kimlere değerli kardeşlerim, altın tepsi içinde sunulacağını hepimiz gayet iyi biliyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında şu değerlendirmelere yer verdi: “15 Temmuz gecesi işte tüm bu gerçekleri AK Partilisiyle, CHP’liyse, MHP’lisiyle, diğer partilere mensup vatandaşlarımızla millet olarak hep birlikte gördük. 15 Temmuz gecesi bu gerçeği Türk’üyle, Kürt’üyle, Laz’ıyla, Boşnak’ıyla, Çerkez’iyle, Arap’ıyla, Roman’ıyla, 79 milyon hep birlikte gördüğümüz için sokaklarda omuz omuza mücadele ettik. O gece insanlar partisini değil, hayat biçimini değil, meşrebini değil, kendi çıkarını değil, ülke ve millet olarak topyekûn istiklalimizi ve istikbalimizi düşünmek suretiyle mermilerin önünde kucak kucağa şehit oldu, gazi oldu. Minarelerimizden susturulmak istenen ezanlar yerine, tam aksine minarelerden ezan sesleri yükseldi, salalar yükseldi. Hiçbir çıkar insanın kendi canından daha önce değildir, daha tatlı değildir; o gece darbecilerin karşısına dikilenler şayet ülkesi bağımsızlığını kaybederse, milletinin geleceği kararırsa geride zaten hiçbir şey kalmayacağını çok iyi biliyordu.”
“BU MİLLETİN MAYASI SAĞLAMDIR”
Millî iradenin, 15 Temmuz’da şehit ve gazi olanlara güç kazandığını, milletin özgür iradesi ile verdiği kararlara teslim olup boyun eğmek gerektiğinin belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletimiz o muazzam irfanıyla daima en doğruyu, en hayırlıyı, en faydalıyı bulmuştur, bulacaktır. Bu millete, 79 milyon vatandaşımıza bakıp, ‘eğitimsiz, pısırık, işe yaramaz bir insan yığını’ gördüklerini söyleyenler, zaman zaman söylüyorum, 15 Temmuz’da hayatlarının en büyük şokunu, en büyük mahcubiyetini yaşamışlardır. Artık şu gerçeği herkesin kabul etme zamanı gelmiştir: Bu milletin mayası sağlamdır” şeklinde konuştu.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin vatandaşlarının kuru kalabalık değil, cesareti ve dirayetiyle dünyayı kendine hayran bırakan büyük bir millet olduğuna vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Unutmayalım ki, bu millet ülkemiz sınırları içine yaşayanlarla birlikte geniş bir coğrafyada yüz milyonlarca mazlumun, masumun da duasını arkasına alan bir millettir. Evet, bizim gönül sınırlarımız bizi kardeşi ve dostu olarak gören her toplumu, her coğrafyayı kapsayacak kadar geniştir. İnşallah önümüzdeki dönemde hem kendi insanımızın, hem umudunu bize bağlamış dünyanın tüm mazlumlarının yüzünün güleceği bir dönem olacaktır. Bir kez daha necip milletime, aziz milletime şükranlarımı sunuyorum” dedi.
“ÖMER HALİSDEMİR’İ UNUTAMAYIZ”
‘Zafer demokrasinin, meydan milletindir’ diyerek Yenikapı’daki mitinge katılanlara, mitingde hazır bulunan AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Yıldırım’a, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na, MHP Genel Başkanı Bahçeli’ye, Emniyet Teşkilatı’na, TSK’nın darbe girişimine karşı cesaretle kendini ortaya koyan birimlerine, Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanlarına teşekkür eden ve 80 ilin meydanlarında kendisini dinleyen vatandaşlara selam gönderen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tabi ki Ömer Halisdemir’i unutamayız. O ki Özel Kuvvetler’e saldırı düzenlendiği zaman o bir astsubay edasıyla komutanının verdiği talimatı anında yerine getirmek suretiyle onu anlından vurarak öldürdü, kendisi de şahadete yürüdü” diye ekledi.
“DEMOKRASİ NÖBETLERİNE ÇARŞAMBA AKŞAMI NOKTA KONULACAK”
15 Temmuz darbe gecesinde ve sonrasında araçları ve personelleriyle, darbe girişimine karşı direnen vatandaşlara ve güvenlik güçlerine destek olan belediyelere ve ‘kalpleri Türkiye için atan’ yurt dışındaki vatandaşlara da teşekkürlerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rabbim ülkemizi ve milletimizi bir daha darbelere, darbe girişimlerine, demokrasi dışı her türlü saldırıya karşı bizleri, vatanımızı korusun” temennisinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını tamamlamasının ardından demokrasi nöbetine bu akşam bir virgül konulduğunu ve şehir meydanlarındaki nöbetlere önümüzdeki Çarşamba akşamı nokta konulacağını açıkladı.
Milyonların katılım sağladığı Demokrasi ve Şehitler Mitingi’ne Türkiye’nin dört bir tarafından olduğu gibi Çekmeköy’den de büyük katılım sağlandı. Çekmeköy Kaymakamı Cemal Hüsnü Kansız ve Çekmeköy Belediye Başkanı Ahmet Poyraz Çekmeköylüler ile bu güzel günde birlikte oldu.
Haber Kaynağı: Çekmeköy Kaymakamlığı